-
shine
parlamak, ışık saçmak,
-
-
sight disorders
görme bozukluğu
-
skin
deri, derisini yüzmek
-
slip
kaymak, dikkat çekmeden gizlice girmek
-
-
-
-
stand little chance
bir işi yapmakta az şansı olmak
-
starve to death
açlıktan ölmek
-
strict
sert, katı, kurallara çok bağlı
-
-
struggle
çabalamak, mücadele etmek
-
subsistence
ekmek parası, geçim kaynağı
-
success
başarılı, başarma
-
superstition
hurafe, batıl inanç
-
supporter
destekçi, taraftar
-
-
terrific
müthiş , korkunç
-
thereat of extinction
yok olma tehdidi
-
-
thrive
çok iyi gelişmek, büyümek, işin tıkırında olması
-
-
-
trend
yönelmek, eğilim göstermek
-
trust
güven, güvenmek, itimat etmek
-
unbearable
katlanılmaz, çekilmez, dayanılmaz.
-
verdict
jüri kararı, hüküm, karar
-
volunteer
gönüllü, gönüllü asker
-
-
weep with joy
sevinçten ağlamak
-
-
accessible
ulaşılabilir, kolay bulunur
-
-
afford to buy
parasal gücü olmak
-
-
alteration
değiştirme, değişim
-
approach
yaklaşmak, yaklaşım tarzı
-
-
-
batter
pasta hamuru, yumruklamak, yıpratmak
-
be about to do sth
bir şeyi yapmak üzere olmak
-
-
be scared of sth
bir şeyden ödü patlamak
-
-
brace
payanda, destek, desteklemek
|
|